İstanbul
Parçalı az bulutlu
weather
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,2552 %0.34
43,8333 %0.15
85.349,91 %0.702
4.076,87 0,33
6.665,68 0,33
Haberler Gündem Gündem 18 Nisan 2025 Cuma hutbesi: Bugünkü Cuma hutbesi konusu nedir, metni yayınlandı mı, Diyanet İşleri ile Cuma hutbesi metni

18 Nisan 2025 Cuma hutbesi: Bugünkü Cuma hutbesi konusu nedir, metni yayınlandı mı, Diyanet İşleri ile Cuma hutbesi metni

Her Cuma namazı öncesinde camilerde okunan hutbeler, Müslüman toplumu için önemli bir buluşma ve manevi rehberlik kaynağıdır. Bu hutbeler, dinî ahlakı pekiştirme, toplumu bilinçlendirme ve kardeşlik bağlarını güçlendirme işlevi taşır. Aynı zamanda, güncel olaylara dini bir perspektif kazandırarak bireylerin yaşamlarına yön verir. 18 Nisan Cuma günü için hazırlanmış hutbe metni ve detayları ise merak ediliyor. Peki, bu haftanın Cuma hutbesi konusu nedir? İşte, 18 Nisan Cuma gününe ait hutbe metni ve detayları…

Cuma hutbesi, Cuma namazı öncesinde camilerde okunan ve Müslümanlara dini, ahlaki ve toplumsal mesajlar veren anlamlı bir konuşmadır.

Hutbe, toplumun manevi gelişimini destekleyen, farkındalık oluşturan ve ortak değerleri hatırlatan bir yönüyle büyük önem taşır.

Her hafta farklı bir konu işlenir ve bu konular, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenerek camilere iletilir.

Peki, bu haftanın hutbesinde hangi konuya değinildi? İşte, 18 Nisan 2025 tarihli Cuma hutbesi metni ve detayları…18 NİSAN 2025 CUMA HUTBESİ: HUCURÂT SÛRESİ: ERDEMLİ BİR TOPLUMUN İNŞASI  Muhterem Müslümanlar! İnsanın; yaratıcısıyla, diğer insanlarla ve çevresiyle ilişkilerini düzenleyen, bu konuda temel ilkeler getiren sûrelerden biri de Hucurât sûresidir.

Bir diğer adı da Ahlak sûresi olan Hucurât sûresi; insanların ancak imanla şeref bulacaklarını, İslam la izzete kavuşacaklarını haber vermektedir.

Müminlerin; iman bağıyla birbirlerine kenetlenmeleri, âdâb-ı muâşerete riayet etmeleri, birlik ve beraberliklerine zarar verecek her türlü söz, tutum ve davranıştan kaçınmaları gerektiğini hatırlatmaktadır.Aziz Müminler!

Yüce Rabbimizin Hucurât sûresindeki ilk mesajı şöyledir: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيِ اللّٰهِ وَرَسُولِهِ Ey iman edenler!

Allah ın ve Resûlü nün önüne geçmeyin… Allah ve Resûlü nün önüne geçmemek; onları herkesten çok sevmektir.

Allah ın rızasını, Peygamber Efendimiz (s.a.s) in muhabbetini her şeyden üstün tutmaktır.

Her zaman ve her yerde Kur an a ve sünnete gönülden bağlanmaktır.

Allah ve Resûlü nün koyduğu hükümleri; karar ve tercihlerimizden, görüş ve düşüncelerimizden daha önemli ve daha değerli görmektir.

Hülasa, Allah ve Resûlü nün önüne geçmemek, her mümin için bağlayıcı bir emir, imânî bir zorunluluktur.   Hucurât sûresinde verilen bir diğer mesaj ise, يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ جَٓاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَاٍ فَتَبَيَّنُٓوا  Ey iman edenler!

Size bir fâsık haber getirirse onun doğruluğunu araştırın… [2] emridir.

Ayet-i kerime, bizleri; yalan haber ve yanıltıcı bilgilere karşı dikkatli olmaya çağırmaktadır.

Zira ister gerçek hayatta isterse dijital mecralarda yalan haberleri yaymak, doğruluğu teyit edilmeyen bilgileri paylaşmak; insanlar arasında fitne ve fesadın ortaya çıkmasına, toplumda huzur ve güven ortamının zedelenmesine sebep olmaktadır.

Nice insanların hayattan kopmasına, nice yuvaların dağılmasına, nice dostlukların bozulmasına yol açmaktadır.

Asla unutmayalım ki, doğruluğundan emin olunmayan bir bilgiyi ve haberi paylaşmak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir.Kıymetli Müslümanlar!

Hucurât sûresinde verilen bir başka mesaj ise,  يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ Ey iman edenler!

Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın… , وَلَا تَلْمِزُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْاَلْقَابِۜ …Birbirinizi karalamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın… buyruğudur. İslam a göre insan, hürmete ve saygıya layıktır; şakayla bile olsa el, dil, kaş veya göz işaretiyle alaya alınamaz. İnsanın onuruna dil uzatılamaz; ona, şeref ve haysiyetini zedeleyecek lakaplar takılamaz.

Bütün bu yanlışların sebebi, Allah ın asla sevmediği gurur ve kibirdir; kişinin kendini beğenmesi, karşısındakini küçük görmesidir.

Hucurât sûresinde verilen diğer bir mesaj ise, Ey iman edenler!

Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır.

Birbirinizin kusurunu araştırmayın.

Birbirinizin gıybetini yapmayın… uyarısıdır.

Mümin; elinden ve dilinden güvende olunan kişidir.

Mümin, insanlara karşı daima hüsn-ü zan besler; başkalarının değil, kendi kusurlarıyla ilgilenir.

Mümin, gıybet etmez, dedikodu yapmaz, laf taşımaz.Değerli Müminler!

Allah Teâlâ, Hucurât sûresinde bütün insanlara şöyle seslenmektedir: Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık.

Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır… [5] Yüce dinimiz İslam; her türlü ırkçılığı yasaklamıştır.

Hal böyleyken bugün; kendini medeni ve seçkin gören, insanlıktan nasibini almamış, vahşetten beslenen zalimler, Filistin de, Gazze de ve başka pek çok yerde her türlü zulüm, işkence ve baskıyı Müslümanlara reva görmektedir.

Cenâb-ı Hak ise bütün bu kötülüklerin son bulması için ümmet-i Muhammed in yapması gerekenleri Hucurât sûresinde şöyle açıklamaktadır: Müminler ancak Allah a ve Resûlü ne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar, doğru kimselerin ta kendileridir.

Yüce Rabbim, Hucurât sûresinde anlatılan hakikatleri hayatımıza aktarmayı; zihnimizi, kalbimizi ve dilimizi kirleten, huzur içerisinde birlikte yaşamamıza zarar veren bütün kötülüklerden uzak durmayı hepimize nasip eylesin.

Hutbemi, Peygamber Efendimiz (s.a.s) in şu duasıyla bitiriyorum: Allah ım!

Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden ve kalbimin şerrinden Sana sığınırım…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *