Kıdem tazminatı, işçilerin çalışma hayatındaki en kıymetli haklarından birini oluşturuyor. Bu tazminat, işçilerin işten ayrıldıklarında belirli şartlar altında işverenlerinden almayı bekledikleri bir gelir desteğidir.
Mevcut Yasal Düzenleme Neleri Kapsıyor?
Bugün yürürlükte olan yasal düzenlemelere göre, işçilere her tam hizmet yılı için brüt ücretin 30 katı kadar kıdem tazminatı ödenmektedir. Bu düzenleme, işçiler için önemli bir güvence sağlarken aynı zamanda işverenin yükümlülüklerini de ortaya koyuyor. Ancak, işverenlerle yapılan bireysel veya toplu iş sözleşmeleri kapsamında, kıdem tazminatı süresi artırılabiliyor. İşçiler, bu sözleşmelerle tazminat sürelerini belirli bir oranda yükseltebiliyorlar. Ancak artış, yasal sınırları aşamıyor ve bu nedenle bazı sınırlamalar mevcut. Dolayısıyla, işçilerin sözleşmeler yoluyla aldıkları kıdem tazminatları, mevcut yasa çerçevesinde kalmak zorundadır. Bu aşamada önemli nokta, iş sözleşmesinin, işçilerin kıdem tazminatı hakları konusunda nasıl bir düzenleme içerdiğidir.
Sözleşmelerle Kıdem Tazminatı Süresi Artabilir mi?
Yasal çerçeve, bir işçinin aynı işverenle geçirdiği her tam yıl için 30 günlük brüt maaş tutarında kıdem tazminatı kazanmasını öngörüyor. Ancak bu tazminat, toplu veya bireysel sözleşmeler aracılığıyla artırılabilir. Bazı durumlarda bu süre 40 ya da 45 güne kadar yükselebiliyor. Ancak bu artışlara rağmen, yasal olarak belirlenmiş bir üst sınır vardır; bu sınıra "kıdem tazminatı tavanı" denilmektedir. Her yıl güncellenen bu tavan 2025 yılının Ocak-Haziran dönemi için 46.655,43 TL olarak belirlenmiştir. Fakat, yüksek maaş alan işçiler için bu tavan, tazminatın sınırlı kalmasına sebep oluyor. Dolayısıyla, yüksek gelirli çalışanlar için kıdem tazminatının alım gücü giderek daralıyor ve bu soru işareti yaratıyor. İşçilerin mevcut sözleşmeleri doğrultusunda alacakları tazminatlar, belirlenen üst sınır ile sınırlıdır.
1982 Öncesi Uygulama ile Günümüz Arasındaki Farklar
1982 yılı öncesinde, kıdem tazminatı tavanı asgari ücretin 7.5 katı olarak uygulanmaktaydı. Eğer bu sistem günümüzde geçerli olsaydı, kıdem tazminatındaki tavan tutarı 195.000 TL’ye kadar yükselebilirdi. Örneğin, brüt maşı 30.000 TL olan bir işçi, kıdem tazminatında 40 gün öngörülmüşse her yıl için 40.000 TL tazminatı alabilirken, brüt maaşı 50.000 TL olan bir işçi maksimum 46.655,43 TL tavanı geçememektedir. Bu durum, düşük tavanın kıdem tazminatını kısıtladığını ve özellikle üst düzey maaş alan çalışanlar için büyük bir sorun teşkil ettiğini göstermektedir. Dolayısıyla, tarihsel süreçteki değişim, işçilerin maddi haklarını büyük ölçüde etkilemiştir.
Kıdem Tazminatı Nedir ve Kimler Alır?
Kıdem tazminatı, işçinin belirli şartlar altında işten ayrılması halinde işveren tarafından yapılan yasal bir ödemedir. Çalışan, iş sözleşmesini sona erdirdiğinde veya işveren tarafından işten çıkarıldığında hakkını talep edebilir. Ancak, bu tazminatı alabilmek için en az 1 yıl boyunca iş yerinde çalışmış olması gerekiyor. İşçinin yıllık izin ve tatil süreleri de kıdem hesabına dahil edilir. Eğer işçi, aynı iş yerinde çalışmaya devam etse bile işvereni değişirse, ilk işveren ile geçirilen süre de kıdem hesabında sayılacaktır. Türkiye’de kıdem tazminatına dair düzenlemeler İş Kanunu aracılığıyla belirlenmiştir ve bu, çalışanların uzun dönemli istihdamını teşvik etmede önemli bir rol oynar. Kıdem tazminatı, işçinin haklarını güvence altına almayı ve iş ilişkilerinde adalet sağlamayı amaçlamaktadır.