Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 350 baz puan artırarak, oranı yüzde 46 seviyesine yükseltti. Bu değişiklik, konut sahibi olmayı hedefleyen vatandaşlar için oldukça kritik bir turnusol testi niteliği taşıyor.
Faiz Artışının Etkileri
Son dönemlerde, faiz oranlarındaki düşüş sebebiyle konut fiyatlarında kayda değer artışlar yaşandığı gözlemlenmişti. Ancak, TCMB'nin aldığı bu yeni karar, konut alıcıları için daha ihtiyatlı bir döneme geçişi işaret ediyor. Ekonomist Mert Başaran'ın açıklamalarına göre, konut piyasası üzerindeki bu oynamalar, yatırımcılarda temkinli yaklaşma gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Ayrıca, dünya genelindeki ekonomik belirsizliklerin ve Türkiye’deki siyasi karmaşanın da etkileriyle, bu artışın artık kaçınılmaz olduğu ifade ediliyor. Başaran, geçmişte faiz oranlarının düşürülmesine bağlı olarak yaşanan enflasyon artışlarını hatırlatarak, bu kez daha dikkatli bir strateji izlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Siyasi ve Ekonomik Faktörler
Dünyada meydana gelen siyasi olaylar, özellikle Donald Trump’ın aldığı kararlar, küresel borsa piyasalarında düşüşlere yol açtı. Bunun yanı sıra, Türkiye'deki siyasi belirsizlikler ise iç piyasayı olumsuz yönde etkiledi. Ekonomistler, bu durumu değerlendirirken, hükümetin daha rasyonel ekonomik politikalara döndüğünü vurguluyor. Mevcut durumda, yükseltilen faiz oranları, döviz kurlarını stabilize etme çabasının bir parçası olarak görülüyor. Ancak bu tür artırımların, reel sektör ve KOBİ’ler üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin de aşikar olduğunu belirtiyorlar. Bu faiz artışlarının, yatırım iklimini karmaşık hale getirdiği ve bu durumun, piyasaların normalleşmesi halinde faizlerin düşme beklentisini beraberinde getirebileceği ifade ediliyor.
Yatırım Araçları Üzerine Değerlendirmeler
Yatırımcılara kesin kazanç vaat eden bir durumun söz konusu olmayacağına dair uyarılar yapılıyor. Bankalarda bulunan faiz oranlarının ve kar paylarının daha garanti olduğunu, fakat diğer tüm yatırım araçlarının risk taşıdığını vurgulayan ekonomistler, dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor. Yüksek getiri vadeden dolandırıcılıklara karşı, yatırımcıların ihtiyatlı davranmaları gerektiğine dikkat çekiliyor. Ayrıca, kısa vadede yüksek faiz kazancı elde etme imkânları, yatırımcıların dikkatini çekiyor. Bazı şirketlerin topladıkları kaynakları, vadedeksiz faize yatırdığına da değiniliyor. Türkiye, şu an dünyada en yüksek faiz veren ikinci ülke konumunda bulunuyor ve bu durum, kısa vadede yatırım yapma isteğini artırıyor.
Ev Alımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Son dönemde, faizlerin düşmesiyle birlikte konut fiyatlarında ciddi artışlar gözlemlendiği ve bu durumun "doğru zaman" algısını yarattığı belirtiliyor. Ancak, faizlerin yeniden artması, piyasada bir durgunluğun yaşanmasına yol açabilir. Eğer bir ev edinme ihtiyacı bulunuyorsa, bu ihtiyacın ertelenmesinin giderek zorlaşabileceği vurgulanıyor. Bu noktada, ev almayı düşünenler için, şartlar uygun olduğunda acele etmelerinin önemli olduğu ifade ediliyor. Yatırım yapılacak konutların fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiği, piyasalardaki hızlı hareketlenmelere karşı hazır olunması açısından önem taşıdığı belirtiliyor. Beklemelerin sadece birkaç yüz lira tasarruf sağlasa da, gelecekte kararlara olan etkisinin büyük olabileceği konusunda yatırımcılara uyarılar yapılıyor.