İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) buluşmasında, Türkiye Yüzyılı kapsamında hayata geçirilen Göç Yönetimi Programı'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu. Bu anlamlı etkinlikte, katılımcıları en içten duygularıyla selamladı ve göç konusundaki bakımını ve Türkiye'nin bu alandaki duruşunu vurguladı.
Göçmen Olgusuna Bakış
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim dönemindeki "Suriyeli öğrencileri göndereceğim" vaadine atıfta bulunarak, kendisinin bu konuda farklı bir yaklaşım benimsediğini belirtti. İstanbul'daki etkinlikte, Türkiye'nin Suriyeli muhacirleri ülkeden göndermeyeceğini vurguladı. Bunun temel sebebinin, göçü tamamen farklı bir perspektiften değerlendirmesi olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, göçü Mekke'den Medine'ye gerçekleşen hicret gibi değerlendirerek, bu durumun insani bir sorumluluk olarak algılandığını dile getirdi. Özellikle küçük çocukların durumu üzerinde duran Erdoğan, bu bireylerin Türkiye'nin öz evladı olarak görüldüğünü ve onların korunması gerektiğinin altını çizdi.
Küresel Göç Sorunu
Göç meselesinin son yıllarda küresel bir sorun olarak önem kazandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl milyonlarca insanın savaşlar ve ekonomik zorluklar nedeniyle vatanlarını terk ettiğine dikkat çekti. Dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmenin bulunduğunu ve bunun 165 milyonunun göçmen işçisi olduğunu belirtti. Ayrıca, mülteci sayısının 120 milyon civarında olduğunu ifade etti. Her dakika 20 kişinin çatışmalar nedeniyle evlerini terk ettiği bilgisi, durumun ne kadar acı verici olduğunu gözler önüne seriyor. Aylardır her gün Ege Denizi'nde göçmenlerin acı hikayelerini duyuyoruz. Son on yıl içerisinde 72 binden fazla insan, göç yollarında hayatını kaybetti. Çocukların Avrupa'ya sığınma süreçlerinin kaybolduğunu, bunun sonucunda birçok çocuğun akıbetinin belirsizliğini koruduğunu vurguladı. Küresel politikaların mağduru olan insanların yaşadıkları dramları, gözler önüne sererek bu meseleye çok yönlü bir yaklaşım sergiledi.
Türkiye'nin Göç Yönetimi
Türkiye'nin göçmen konusundaki duruşunu net bir şekilde ortaya koyan Erdoğan, dünyanın birçok zengin ülkesinin mülteciler karşısında kayıtsız kaldığını ve asıl yükü dar gelirli ülkelerin taşıdığını ifade etti. Türkiye'nin doğu ile batı arasında bir güç merkezi olarak rol üstlendiğini belirtti. Türkiye'nin tarih boyunca mazlumlara kucak açtığını ve hangi şart altında olursa olsun bu geleneklerini sürdürdüğünü belirtti. Özellikle son iki yıl içinde düzensiz göçle ilgili önlemler alındığını ve buna yönelik yasal araçların etkin bir şekilde devreye alındığını vurguladı. Göçmen kaçakçılığına karşı gerçekleştirilen 14 bin 400 operasyon ve sınır dışı edilen 263 bin düzensiz göçmen sayılarından da bahsetti. Bu veriler, Türkiye'nin göç yönetimindeki ciddiyetini göstermektedir.
Suriye'deki Durum ve Geri Dönüşler
Suriye'deki şiddet olaylarının azalmış olması doğrultusunda, Türkiye'ye gelen mültecilerin geri dönüşleri yavaş bir grafik izlemekte. 9 Aralık 2024 itibarıyla, Türkiye'den Suriye'ye dönen vatandaş sayısının 200 bini geçtiğini ifade eden Erdoğan, bu rakamla birlikte, diğer ülkelerle toplandığında 900 bini aştığını belirtti. Suriye’nin siyasi durumu konusunda da bilgiler aktararak, yeni yönetimin Suriye’yi toparlamaya çalıştığını ve bunun Türkiye ile bağlantılı mülteci geri dönüş süreçlerini olumlu yönde etkileyebileceğini söyledi. 200 binden fazla insanın vatanına dönebilmiş olması, Türkiye'nin yardım çabalarının ne denli etkili olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye, Suriye'deki insani durumu iyileştirmek adına yaptığı çalışmalara devam ederken, uluslararası kamuoya da bu durumu aktarmanın önemini vurguladı.
Ekonomik Katkılar ve Toplumsal Sorunlar
Erdoğan, göçmenlerin Türkiye ekonomisine olan katkısı üzerinde durarak, bu konunun sağlıklı bir şekilde tartışılmadığını belirtti. Ülke içindeki bazı kısır tartışmaların, göçün ekonomik yararlarını kamufle ettiğine dikkat çekti. İş insanlarının, arka planda bu konuların üzerinde durduğunu ancak kamuoyuna açıklık getirmekte sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi. Göçmenlerin ekonomiye entegre olması ve tarım gibi sektörlerde destek sağlaması gerektiğini vurgularken, toplumda ırkçı söylemlere karşı durulması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin sosyal yapısının dinamikliği için gençlerin korunmasının önemi üzerinde duran Erdoğan, bu noktada toplumda bir farkındalık yaratılması gerektiğinin altını çizdi. Göç politikasını yeniden düşünmek ve adaptasyon sağlamak için eğitime ve halkın bilgilendirilmesine yönelik adımları hızlandırmak gerektiğini ifade etti.