Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ABD'de gerçekleştirilen G20, IMF ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları sırasında Türkiye ekonomisi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Etkinlikte yaptığı konuşmada, uygulanan ekonomik programın sürdürülebilir ve istikrara odaklı olduğunu belirtti ve "Program yolunda gidiyor” ifadesini kullandı.
Enflasyon Beklentileri
Şimşek, Türkiye'nin makroekonomik istikrarını ve reform sürecinin temel hedefinde fiyat istikrarının bulunduğunu vurguladı. Özellikle enflasyonun, Merkez Bankası'nın hedef aralığı içerisinde kalabileceğine işaret etti. Petrol fiyatlarındaki düşüş ve mevcut finansal koşulların, enflasyon seviyesini kontrol altında tutma hedefinde olumlu katkı sağlayabileceği düşünüldüğünü ifade etti. Bu bağlamda, enflasyonun seyrinin izlenmesi ve gerektiğinde müdahale edilmesi gerektiğinin altını çizen Bakan, ekonomik verilere dayalı sağlam bir stratejinin benimseneceğine vurgu yaptı. Bakan Şimşek, bu süreçte hanehalkı ve işletmelerin enflasyona karşı korunmasına yönelik tedbirlerin de öncelik taşıyacağını belirtti.
Büyüme ve Cari Açık Riski
Büyüme konusunda aşağı yönlü risklerin bulunduğuna dikkat çeken Şimşek, cari açığın tahminlerin altında kalabileceğini kaydetti. 2024 yılının mali disiplin açısından kritik bir dönüm noktası olacağını vurguladı. "Harcama disiplini sürdürülecek" diyen Bakan, bütçe harcamalarının dikkatlice yönetileceğini ve öncelikli alanlara yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Yapısal reformların önemini de belirtirken, yeşil dönüşüm, dijital altyapı ve yapay zeka konularında hazırlığın temel öncelikler olduğunu söyledi. "Her zamanki gibi yapılacak çok iş var; hiçbir kriz boşa harcanmamalı" şeklindeki ifadeleri, gelecekteki hedefler hakkında kararlı bir yaklaşım sergiliyor.
Küresel Ticaretin Geleceği
Küresel ticaretteki gelişmelerle ilgili olarak Şimşek, bu durumun Türkiye için hem fırsatlar hem de riskler barındırdığına işaret etti. "Küresel ticaretin parçalanması hiçbir ülke için olumlu değil" diyerek, ortaya çıkan belirsizliklerin gündeme getirdiği zorluklara dikkat çekti. Türkiye’nin güçlü üretim kapasitesine sahip olduğunun altını çizen Bakan, Batı ile olan ilişkilerdeki öneme de vurgu yaptı. Ülkemizin, Batı'dan yatırım ve sipariş çekmekte stratejik bir noktaya doğru ilerlediğini belirtti. Ayrıca Asya kökenli şirketlerin Türkiye'yi üretim ve lojistik merkezi olarak değerlendirme eğiliminde olduğuna dikkat çekti.
Uzun Vadeli Cazibe
Altyapı yatırımları ve yapay zeka hazırlıklarına yönelik vurgularını sürdüren Bakan, Türkiye’nin uzun vadede hala cazip bir ülke olduğunu ifade etti. Ülkelerin, Türkiye ile yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının da bu cazibeyi artırmada önemli rol oynadığını belirtti. 54 ülkeyle gerçekleştirilen ticaret anlaşmaları sayesinde Türkiye'nin uluslararası alandaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlandığını açıkladı. Şimşek, bu durumun orta ve uzun vadeli ekonomik büyümeyi destekleyeceğini düşündüğünü söyledi. Bu bağlamda, Türkiye'nin uluslararası yatırımcılar için önemli bir merkez olma potansiyeli bulunduğunu vurguladı.
Finansman ve İşbirliği Mümkünlükleri
Dünya Bankası'nın Türkiye’ye yönelik finansman taahhüdünün artırılmasına değinen Şimşek, üç yıl içerisinde bu rakamın 17 milyar dolardan 35 milyar dolara yükseldiğini kaydetti. İlişkilerin yalnızca finansmanla sınırlı kalmayıp, teknik bilgi paylaşımının da kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. "Dünya Bankası ile çok iyi ilişkilerimiz var" ifadesiyle bu işbirliğinin önemini vurguladı. Ayrıca Avrupa'nın önümüzdeki yıllarda gerçekleştireceği 800 milyar avroluk savunma harcamasına yönelik Türkiye'nin bu ihtiyacı karşılayan ülkeler arasında olduğunu ifade etti. Bakan, Türkiye'nin güçlü bir sanayi ve teknoloji altyapısına sahip olduğunu düşündüğünü dile getirdi.