İsrail'in saldırıları sırasında çocuklarını kaybeden Filistinli siviller, yaşadıkları büyük acıyı "Çocuklarımıza bayramlık yerine kefen giydiriyoruz" ifadeleriyle anlatıyor. 19 Ocak'ta İsrail ile Hamas arasında imzalanan ateşkes anlaşması, Gazze'deki saldırıların sona ermesi adına bir umut ışığı olmuştu. Ancak bu umut, ABD ve İsrail'in ateşkesi ihlal edip tekrar Gazze Şeridi'ne saldırılar düzenlemesiyle bir anda sönmeye dönüştü.
İsrail'in Saldırıları ve Sivil Kayıplar
İsrail, kara ve hava saldırılarıyla masum sivilleri hedef almaktan geri durmadı. Bu saldırılar sırasında çocuk, yaşlı, kadın ve erkek demeden binlerce insan hayatını kaybetti. Sivil kayıpların sayısının artışı, uluslararası kamuoyunu da derinden etkilemiş durumda. Bu duruma tanıklık eden birçok insan, bölgede çocukların yaşadığı travmayı ve kaybettikleri aile bireylerini dile getiriyor. Özellikle hava bombardımanları sonrası hasar gören bölgelerde, ailelerin yıkımı ve kayıplarının travması uzun süre devam etmekte.
Ramazan Ayı'nda Saldırıların Sürdüğü Şartlar
Müslümanlar için son derece anlamlı olan Ramazan ayı boyunca, İsrail'in saldırıları durmaksızın devam etti. Bu dönemde güvenli bölgelere sığınmaya çalışan Filistinli siviller, yetersiz yiyecek ve barınma şartlarıyla başa çıkmaya çalıştı. İnsani yardımların engellenmesi, kuraklık ve soğukla birleşerek, birçok insanın hayat mücadelesini daha da zorlaştırdı. Ramazan'ın getirdiği ruhani atmosferin yanında, savaşın getirdiği zulüm, gündelik yaşamı olumsuz etkiledi. İnsanlar bu kutsal ayda sadece ruhani bir arınma umuduyla değil, aynı zamanda hayatta kalma mücadelesi vermekteydiler.
Bayramda Yitirilen Umutlar
Ramazan Bayramı'na sayılı günler kala, İsrail ordusunun saldırıları tekrar artış gösterdi. Bu saldırılarda çocukların ve kadınların sıklıkla hedef alınması, ailelerin nasıl parçalandığını gözler önüne serdi. Bir Filistinli, çocuğunun cesedini kollarında taşırken "Çocuklarımıza bayramlık yerine kefen giydiriyoruz" diyerek yaşadığı acıyı dile getirdi. Bu iç karartıcı manzaralar, sadece etraflarında değil, uluslararası düzeyde de yankı bulmaktadır. Birçok insan, bu fotoğrafların ve hikayelerin dünyanın dört bir yanında duyulmasını ve halkların bu acıyı paylaşmasını umuyor.