Gazze'de yaşanan soykırım suçlarının ardından, İsrail bu defa Suriye'nin Dera ve Nava bölgelerine hava saldırıları düzenleyerek gerilimi yeniden tırmandırdı. Bu saldırılar, bölgedeki siyasi dengeleri sarsarken, aynı zamanda Türkiye-İsrail ilişkileri üzerindeki olumsuz etkileri de gündeme getirdi.
Saldırıların Ardındaki Mesajlar
İsrail basınında yer alan bilgilere göre, Suriye'deki hava saldırılarının Türkiye'ye yönelik bir mesaj niteliği taşıdığı öne sürüldü. Jerusalem Post gazetesi, İsrailli bir yetkilinin bu saldırıların Türkiye'nin Suriye'de askeri üs kurma planlarından duyulan rahatsızlığın bir yansıması olduğunu belirttiğini aktardı. Haberde, İsrail'in söz konusu durumu kendi güvenliği açısından bir tehdit olarak değerlendirdiği vurgulandı. Bu durum, sadece İsrail'in endişelerini değil, aynı zamanda Türkiye'nin Suriye'deki varlığının bölgedeki dinamiklere olan etkisini de gözler önüne seriyor.
İsrail'in Askeri Hareketleri ve Stratejik Amaçları
İsrail Savunma Kuvvetleri'nin resmi radyo kanalı Galei IDF, son hava saldırılarının arka planında Türkiye'ye bir uyarı verme arzusunun yattığını iddia etti. Bu stratejik hamle, Washington'dan gelen destek ile zamanlama açısından dikkat çekici bulunuyor. ABD merkezli CENTCOM Komutanı General Michael Erik Kurilla'nın İsrail'e yaptığı ziyaretin ardından gerçekleşen bu saldırılar, pek çok analist tarafından kritik bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Saldırıların ardından, Suriye'de yaşanan çatışmaların niteliği ve yaygınlığı, Ortadoğu'daki jeopolitik aktörler arasındaki gerginliği artırıcı bir etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Bölgedeki Güç Dengelemeleri ve Çatışma Riski
Uluslararası güvenlik kaynakları, İsrail ile yerel gruplar arasında Suriye'nin Nava bölgesinde ciddi çatışmaların meydana geldiğini rapor ediyor. Bu karışıklıkların ardından İslam Devrim Muhafızları ve diğer İran destekli milislerin etkin olarak bulunduğu bölgelerde çatışmaların yoğunlaşması, uluslararası güvenlik dinamiklerini etkileyebilecek durumlar yaratmaktadır. Aynı zamanda, bazı raporlar, İsrail tanklarının Şam'a oldukça yakın bir mesafeye kadar ilerlediğini ve bu durumun Suriye'nin güneyindeki askeri hareketliliği tehlikeli bir boyuta taşıdığını ortaya koyuyor. Stratejik açıdan önemli olan bu bölgelerde böylesi bir askeri varlık, önümüzdeki süreçte bölgesel bir krize yol açabilir.
Analistlerin Görüşleri ve Türkiye'nin Rolü
Uluslararası İlişkiler uzmanları, İsrail'in Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığını tehdit olarak algıladığını ve bu durumun azami dikkat gerektirdiğini vurguluyor. Prof. Dr. Hasan Köni, İsrail-Türkiye gerginliğinin artmasının bölgedeki karmaşık dengeleri daha da zorlaştırabileceğini belirtiyor. Bu bağlamda Türkiye'nin Suriye'deki olası askeri üs planlarının, İsrail için önemli bir sorun haline gelmesi kaçınılmaz görünüyor. Ayrıca, emekli Kurmay Albay Ünal Atabay’ın sosyal medya paylaşımında belirttiği gibi, olası üçüncü ülkelerin Suriye'deki çatışmalara müdahil olma ihtimali, durumu daha da karmaşık hale getirebilecek bir durumdur.